Göz sağlığımız özellikle pandemi döneminde daha da dikkat etmemiz gereken bir konu haline geldi. Ekranlı araçlar; televizyonlar, akıllı telefonlar, tabletler, bilgisayarlar artık hayatımıza sanırım bir daha çıkmamak üzere girdiler. Üstelik pandemi sonrasında insanlık “sanal çağa” geçiş yapmış oldu. Pandemi süresince mecburiyetten yapılan çevrimiçi derslere, seminerlere, toplantılara, internet alışverişine ve hatta arkadaşlarımızla sosyalleşmeye hepimiz alıştık. Evimizin konforunda öğrenmek, arkadaşlarımızla buluşmak, sporumuzu yapmak, sanal dükkanlardan çok seçenek arasından alışveriş yapabilmek aslında çok da keyifli. Ancak tüm bunları yaparken çoğumuz neredeyse tüm gün ekran başında kalıyoruz. Önceden biz göz hekimleri olarak günde 2 saatten fazla ekran başında bulunmayın derdik. Ama pandemi tüm ezberlerimizi bozdu. Okulların eğitimlerini çevrimiçi ile yürütmesi, öğrencilerin tüm gün ekran karşısında olmalarına yol açtı. Yine bir çok çalışan artık ekran başından işlerini yürütmek zorunda. Pek çoğumuz da alışkanlıklarımızı değiştirdik, gazete ve kitaplarımızı ekranlı araçlardan okuyoruz.
Uzun süre ekran başında olmak gözlerimizde yorgunluk, ağrı, yanma, batma, bulanık görme, sulanma, ışığa hassasiyet, gözleri kısarak bakma, kuruluk, kaşıntı, kızarıklık, çift görme oluşturmaktadır. Ayrıca ekranda ışık hareleri görmeye yol açabilmekte, bunun yanında baş ve boyun ağrısı hatta mide bulantısı gibi belirtiler ortaya çıkabilmektedir. Biz bunların tümüne “Bilgisayar Görme Sendromu” (Computer Vision Syndrome) ya da “Dijital Göz Yorgunluğu” diyoruz. Öte yandan kırılma kusurunun olması, kontakt lens kullanımı ve ileri yaş gibi nedenler de bu sıkıntıların ortaya çıkmasını kolaylaştırmaktadır.
Göz Sağlığımızı Korumak için Ne Yapmalıyız?
Ekranlı araçlar hayatımızın vazgeçilmezi olduğuna göre onlardan zarar görmeden yararlanabilmenin ve göz sağlığımızı korumanın yollarını aramalıyız. Öncelikle;
- Bulunduğunuz ortamın taze hava giren bir yer olmasına ve nem derecesine dikkat etmeliyiz. Yüzde 50 nem seviyesi uygundur.
- Ekran yansımalarını engellemek için bilgisayarımızı pencere kenarına yerleştirmeliyiz.
- Monitör ile göz arası 60 ile 70 cm aralığında olmalıdır.
- Uygun oturma ya da duruş pozisyonunda çalışmalıyız.
- Gözlük kullanıyorsak mavi ışık filtreli camlar uygun bir seçenektir.
- Ekran kontrastını ve parlaklığını mevcut aydınlatma koşullarına göre ayarlamalıyız.
- 45 dakika ile bir saatlik dilimlerde kısa süreli ara dinlenmeler yapmalıyız.
- Gözleri dinlendirecek egzersizler uygulayabiliriz. 20-20-20 kuralı bunun için iyi bir örnektir. 20 dakikada bir 20 saniye boyunca 20 feet (yaklaşık 6 m) uzağa -boşluğa bakar gibi bakmalıyız.
- Kuru göze karşı esneme hareketi yapabiliriz. (Öğretmenlerinizin, patron ya da amirinizin size bakmadığından emin olduğunuzda) Gözleriniz kısık ve ağzınız geniş açık şekilde esneyin. Gözleriniz rahatlar ve yaşla dolar.
- Avuç içlerini birbirine hoş bir sıcaklık oluncaya dek sürtüp sonra hafif kavisle avuçlarınızı göz kapaklarına dokunmadan gözlerimizin üzerine kapatarak iki üç dakika karanlıkla kapalı gözlerimizin dinlenmesini sağlayabiliriz. Gün içinde bunu iki ya da üç kez tekrarlayabiliriz.
- Gözlerimiz kapalı iken güneşe çıkabiliriz, birkaç dakika durmak bile iyi gelecektir.
- Gözlerinizi bir dakika boyunca hızlı açıp kapatabiliriz. Bu egzersiz gözyaşını artırır, göz kuruluğunu engeller.
- Ya da gözlerimizi kapatıp , gevşeyerek birkaç dakika hayal kurabiliriz.
- Göz yogası yapmak da bir başka dinlendirici yöntem.
Gözler için yapılan yoga egzersizleri, görme yeteneğini geliştirmeye, gözleri rahatlatmaya ve gevşetmeye yardımcı olur. Özellikle ekran karşısında çok oturan kişilerde küçük egzersizler baş ağrısına ve ofis göz sendromuna iyi gelir. Egzersizlerin her biri, fazla çaba harcamadan doğrudan yapılabilir. Ekranı kapatıp ve gerekirse gözlüğünüzü çıkartıp arkanıza yaslanmadan dik oturduktan sonra derin nefes alıp her egzersizi arka arkaya 4-8 kez yapabiliriz. Egzersizler arasında kısaca gözlerinizi kapatmalı ve rahatlamalısınız. Egzersizleri tamamladıktan sonra, çalışmaya devam etmeden önce birkaç dakika bakışlarınızın uzun mesafeye dalmasına izin vermelisiniz.
Tüm bunlara ilaveten vücudumuzun 24 saatlik dengesini bozmamak için yatmadan 2 saat öncesinden mavi ışık yayan ekranlı araçların hepsine veda etmeliyiz. Böylelikle vücudumuzda melatonin denen bağışıklığı artıran hormonun salgılanması uygun şekilde gerçekleşir.
Yakın bir gelecekte yapay zeka hayatımızı kuşattığında sanırım hepimiz bilgisayarlardan tavsiyeler ya da uyarılar alır duruma geleceğiz.
Diğer yazıları görüntülemek için BURAYA tıklayabilirsiniz.