21. Yüzyılın Türkiye’sinde ve tüm dünyada iki yıldır Covid-19 (Sars2 CoV) pandemisi, varyantlarının yaptığı semptomlarla devam ediyor. Toplulukları, devletleri, hükümetleri oldukça sıkıntıya düşürerek yatağında ilerliyor. Hastalığın insanlarda yaptığı tahribat; 5,5 milyona yakın mortalite (ölüm), arkasında bıraktığı postcovid hastalıkları, ekonomik çöküşler, toplumların ruhsal bozuklukları, davranış defektleri, iş yönetimlerinde yeni kazanımlar ve daha birçok psiko-sosyal, sosyo-ekonomik değişiklerle, hızını fazla kesmeden adeta gedik arayarak tahribatına devam ediyor. Aşıları, kişisel koruyucu önlemleri uygulayan toplumlarda hastalık semptomları daha hafifledi, dayanabilinir bir şekle döndü. Bu arada halk hastalığa (pandemiye) alıştı, daha yok mu dercesine; tüm kişisel önlemleri bir tarafa bırakarak, göğüslerini gere gere sokaklara döküldü.
Virüs, tüm varlığı ve doğal bilgisi ile yeni donanım peşinde varyantlarını oluşturarak (şimdilik 15’in üzerinde), savaşına devam ediyor. Henüz mağlubiyeti, kabul etmedi. Muhtemelen etmeyecek de. Tükenmeye başladığında bir yere saklanacak, fırsat bulduğunda boy gösterecek.
DSÖ yeni etkenlerle pandemilerin olabileceğini bildirerek, Marburg salgını, özellikle maymun çiçeği (Monkey pox) pandemisine karşı devletlerin dikkatini çekti. Demek ki pandemiler bitmiyor. Bizler, insanlık ne yapacak? Öğrendiklerimiz ne olacak? Bunlardan hangi dersleri çıkardık?
Tarihte Pandemiler ve Sonuçları
Pandemileri tarihsel olarak incelersek MÖ (460-370) Hipokrat 412 de bir grip salgınından bahseder. Mikroskopların bulunmasından önceleri hastalık etkenleri saptanamıyordu. Hipokrat ve Galenos iki bin yıldan önceki zamanlarda bazı hastalıklara (özellikle veba) ‘’Yakalanmışlarla bir arada bulunmanın tehlikeli’’ uyarısında bulunmuşlardı (bulaşıcı hastalıklarda izolasyon-karantina). O dönemde birçok hastalığın miyasma-kötü hava ile insanlarda hastalık oluştuğuna inanılıyordu. Kolera, veba, çiçek ve grip… Toplumlarda büyük pandemilere neden olmuş, milyonlarca insan sefalet içinde ölmüştür. Grip düzensiz aralıklarla dünya çapında salgınlara yol açmış çok eski bir hastalıktır. 1889’da Rus gribi 1 milyon, 1957’de Asya gribi 2 milyon, 1968’de Hong Kong gribi 1 milyon kişinin ölümüne yol açmıştır. 1918 İspanyol gribi büyük bir hızla kıtalar arasında yayılmış, arkasında kitlesel ölüm ve karmaşa bırakmıştır. 1919-1920 yıllarında toplumda korku ve panik hakimdi. Nedeni o günkü basının hastalığı yansıtırken salgını küçümsemeleri, hastalığın soğuğun etkisi ile olduğunu söyleyerek toplumu rahatlatmaya çalışmış olmalarıydı. Oysa yeniden bir grip salgını olabileceği kaçınılmazdır. O günkü grip yaptığı tahribatlarla, harbin erken bitmesini ve Almanya’nın mağlubiyetini getirdi. Savaşın bitmesi ile halk büyük sevinçle sokağa döküldü, birbirleri ile ve askerlerle kucaklaşması, öpüşmeleri hastalığı tekrar alevlendirdi.
Bir enfeksiyonun bir toplulukta devam edebilmesi için enfekte olan her kişi, enfeksiyonu en az bir başka kişiye bulaştırmalıdır. Bir epideminin başlangıcında, enfekte kişinin enfeksiyonu bulaştırdığı kişilerin sayısı R0 olarak ifade edilir; bu hastalığın temel çoğalma oranıdır, hastalığın çarpanıdır. Çarpan, bir hastalığın toplum içinde hangi hızda yayıldığını tahmin etmeye yarar. Hasta olan, hastalığı diğer bir kişiye ve kişilere bulaştırır. Bulaşan sayısı arttıkça bulaş devam eder gider. İlk veya son hastada bulaşma kesilirse hastalık biter. Bir kişi ne kadar uzun süre enfekte kalırsa, temas ettiği enfekte olanların sayısı ne kadar fazlaysa R0 değeri o kadar büyüktür ve hastalık daha hızla yayılacaktır. R0 değeri 1 den büyükse hastalık giderek yayılır. Zamanla duyarlı insan havuzu tükendiğinde hastalık yeni mutasyon ve varyantlara kadar durur. Covid-19 un başlangıçta R0 değeri 9, civarında idi. Sonraları bu değer 3,4 olarak seyretti. Asemptomatik kişilerin belirlenmesi bulaşta önem taşımaktadır. Bulaşıcılık hastalığın erken dönemlerinde en yüksek düzeydedir. Bu nedenle karantina işe yaramaz. Tedavide bazı antiviral ilaçlar bulundu. Erken kullanıldığına hastalık semptomlarının şiddetini ve süresini azaltabilir. Bu antivirallerin direnç kazanma riskleri vardır. Yeni pandemiler kaçınılmazdır. Modern ulaşım imkanları sayesinde virüs, enfekte bir yolcu ile saatler veya gün içinde, tüm dünyaya yayılabilir. Virüsün yayılmasında rol oynayan çevresel faktörleri iyi tanımlayabilirsek bundan sonraki pandemileri kontrol altına alabiliriz. Pandemilerin bize öğrettiği şey; bir hastalığın eradikasyonundan (kökünün kazınması) ziyade kontrolünün kavranması. Bunun için uygun bir aşı ve alınacak önlemlerin ciddiyetle uygulanması. Tüm toplumların aşılanması yanında eğitim kaçınılmazdır (Aşıların elektriği olmayan soğutucularda saklandığına şahit olduk). Zamanımızda aşıların soğuk zincire uyulup uyulmadığı SB ilgili birimleri tarafından elektronik olarak denetlenmektedir. Bir ülkede etkili Halk Sağlığı yapısının olması zorunludur. Bir hastalığın kontrol altına alınabilmesi için etkenin, biyolojisinin anlaşılması yeterli değildir. İhtiyaca cevap verecek parasal kaynak, ulusal irade, toplumun güvenini kazanacak stratejiler, toplumun yeterli bilinçlendirilmesi gereklidir. İnsanlarımızın davranışlarını değiştirmede önemli adımlar atılmalıdır. Yapılacak iyileştirme ve korunma önlemlerine kolayca ulaşılabilir olmalıdır.
SONUÇ: Bu pandemi ile pandemiler bitmeyecek, toplumlar ve devletler, hükümetler, sağlık örgütleri gelecekteki pandemilere hazır olmalı, saptadıkları savma stratejilerini bahanesiz uygulamalıdır.
Sars2 COV virüsü devamlı yeni varyantları ile, insanlara saldırmaya devam edecektir. Aşı bulunmuş, toplumum bir kısmına uygulanmış olması yeterli değil, toplumların tamamı aşılanmalıdır.
Yeni ve ilave aşılar varyantlara ve antijenik yapılarına göre imal edilerek toplumun kullanımı için hazır tutulmalı, gereğinde uygulanmalıdır (Omicron k. aşı Avrupa da uygulanıyor, ülkemize gelmesi bekleniyor).
Mevcut Covid-19 aşıları; Omikron ve diğer varyantlarla bulaşlarda kaçak olmakla birlikte, korunmada etkilidir. Uygulanan mevcut aşılar bulaşma hızını değiştirmesede semptomları oldukça yumuşatmıştır. Aşıların hatırlatma dozlarının uygulanması ihmal edilmemelidir. Hastalık, aşısızlar, çocuklar, yaşlılar, koah, kalp, böbrek hastaları, ko-enfeksiyonu olanlar, immun yetersizliği olanlar için risk oluşturmaktadır. Bu kişilerin çok dikkatli olmaları, aşılanmaları, koruyucu kişisel önlemleri almaları koşulsuz gereklidir.
Covid-19 hastalığında tutulmalar ve ölümler azalarak, artarak, 2022 yılı sonuna kadar devam edecektir. 2023 yılında bulaşma şartlarına uymayan topluluklarda, hastalık yok olmadan sporodik (küçük topluluklarda bulaşın görülmesi) olarak devam edeceği kanaatindeyim. Pandeminin yok olması sizin elinizdedir. Hastalık; kişisel ve kişilerin temasının kesilmesi ile orada duracaktır, yok olacaktır. Virüslerin yaşaması için canlı dokuya ihtiyaçları vardır.
(MASKE+MESAFE+EL YIKAMA+VUCUT HİYENİ ne DİKKAT ETMEK, KALABALIK TOPLULUKLARDAN UZAK DURMAK, ZORUNLU İSE MASKE KULLANMAK) gibi önlemler güncelliğini korumaktadır.
Engin SEBER
Hasta Enfeksiyon Komitesi Kurulu Başkanı